Altınçanak dikimi ve çoğaltılması
Altınçanak, peyzajda canlı rengi ve kolay yetiştirilebilirliği ile öne çıkan popüler bir çalıdır. Bahçeye yeni bir altınçanak eklemek veya mevcut bitkilerden yenilerini üretmek, belirli teknikler uygulandığında oldukça basit ve tatmin edici bir süreçtir. Doğru dikim teknikleri, bitkinin yeni yerine hızla adapte olmasını, güçlü bir kök sistemi geliştirmesini ve ilk yıllarından itibaren sağlıklı bir büyüme sergilemesini sağlar. Çoğaltma yöntemleri ise, tek bir bitkiden ekonomik bir şekilde çok sayıda yeni bitki elde etme imkanı sunar, bu da özellikle geniş alanları donatmak veya çit oluşturmak isteyenler için idealdir. Bu süreçler, bitkinin yaşam döngüsünü daha yakından tanımak için de harika bir fırsattır.
Dikim için en uygun zaman, genellikle bitkinin uykuda olduğu erken ilkbahar veya sonbahar aylarıdır. Bu dönemlerde hava daha serin ve nemlidir, bu da bitkinin köklerinin yeni toprağa yerleşirken daha az stres yaşamasını sağlar. Yazın sıcak aylarında yapılan dikimler, bitkinin su kaybı ve şok yaşama riskini artırır. Dikim yapılacak yerin özenle seçilmesi gerekir; altınçanak, bol çiçek açabilmek için günde en az altı saat doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ayrıca, toprağın iyi drene olduğundan, yani suyun birikmediğinden emin olunmalıdır, çünkü durgun su kök çürümelerine yol açabilir.
Çoğaltma konusunda ise altınçanak oldukça cömert bir bitkidir ve birkaç farklı yöntemle kolayca çoğaltılabilir. En yaygın ve başarılı yöntemlerden biri çelikle çoğaltmadır. Bu yöntemde, bitkinin sağlıklı dallarından alınan parçalar köklendirilerek yeni bitkiler elde edilir. Diğer bir yöntem ise daldırma yöntemidir; bu teknikte, bitkinin esnek bir dalı toprağa eğilerek üzeri toprakla örtülür ve köklenmesi beklenir. Her iki yöntem de yüksek başarı oranına sahiptir ve bahçıvanlıkta yeni olanlar için bile kolayca uygulanabilir. Başarılı bir dikim ve çoğaltma, bahçenin gelecek yıllardaki güzelliğine yapılan en önemli yatırımlardan biridir.
Tohumla çoğaltma da bir seçenek olmasına rağmen, genellikle daha zahmetli olduğu ve ortaya çıkan bitkilerin ana bitkiyle birebir aynı özellikleri taşımayabileceği (hibrit türlerde) için daha az tercih edilir. Çelikle veya daldırma ile yapılan vejetatif çoğaltma yöntemleri, ana bitkinin genetik kopyalarını oluşturarak aynı çiçek rengi, büyüme alışkanlığı ve dayanıklılık gibi özelliklerin korunmasını sağlar. Hangi yöntem seçilirse seçilsin, steril aletler kullanmak ve temiz bir çalışma ortamı sağlamak, hastalıkların yayılmasını önlemek açısından kritik öneme sahiptir.
Doğru dikim zamanı ve hazırlık
Altınçanak dikimi için en ideal zamanlama, bitkinin büyüme faaliyetlerinin yavaşladığı veya durduğu dormant dönemlerdir. Bu dönemler genellikle toprağın işlenebilir olduğu sonbahar sonları veya kış donları geçtikten sonraki erken ilkbahar aylarıdır. Sonbahar dikimi, köklerin kış boyunca toprağa yerleşmesi için zaman tanır ve bitki baharda daha güçlü bir başlangıç yapar. İlkbahar dikimi ise, bitkinin kök sistemini kurması için tüm büyüme sezonuna sahip olmasını sağlar. Her iki zamanlamanın da avantajları vardır, ancak yazın kavurucu sıcaklarında dikim yapmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır, çünkü bu durum bitki için büyük bir stres kaynağıdır.
Bu konudaki diğer makaleler
Dikim öncesi toprak hazırlığı, başarılı bir sonuç için hayati önem taşır. Öncelikle dikim yapılacak alan yabani otlardan ve taşlardan temizlenmelidir. Ardından, bitkinin kök topunun en az iki katı genişliğinde ve bir buçuk katı derinliğinde bir çukur kazılmalıdır. Geniş bir çukur kazmak, köklerin sıkışık toprağın dışına çıkarak rahatça yayılmasına olanak tanır. Kazılan çukurdan çıkan toprağın bir kısmı, kompost, iyi yanmış ahır gübresi veya torf gibi organik maddelerle karıştırılarak zenginleştirilmelidir. Bu karışım, toprağın yapısını iyileştirir, su tutma kapasitesini artırır ve yeni bitkiye yavaş salınımlı besinler sağlar.
Fidan seçimi de dikkat edilmesi gereken bir diğer noktadır. Fidanın sağlıklı, canlı yapraklara (eğer dikim mevsiminde yapraklıysa) ve iyi gelişmiş bir kök sistemine sahip olduğundan emin olunmalıdır. Köklerin saksının drenaj deliklerinden aşırı derecede çıkmış olması veya saksının içinde dönerek bir yumak haline gelmiş olması (saksı köklenmesi), bitkinin uzun süredir aynı saksıda beklediğini ve köklerinin sıkıştığını gösterir. Böyle bir durumda, dikimden önce kök yumağını nazikçe elle gevşetmek veya birkaç yerinden dikey olarak kesmek, köklerin dışarıya doğru büyümesini teşvik eder.
Dikim işlemi sırasında fidan, çukura, kök boğazının (gövdenin köklerle birleştiği nokta) çevredeki toprak seviyesiyle aynı hizada veya çok hafifçe üzerinde olacak şekilde yerleştirilmelidir. Fidanı çok derine dikmek, gövdenin çürümesine ve köklerin havasız kalmasına neden olabilir. Fidan doğru seviyeye yerleştirildikten sonra, hazırlanan zenginleştirilmiş toprak karışımı ile çukurun etrafı doldurulur ve köklerin etrafında hava boşluğu kalmaması için toprak hafifçe bastırılır. Dikim işlemi tamamlandıktan hemen sonra bitkiye bol miktarda can suyu verilmelidir. Bu, toprağın köklerin etrafına iyice yerleşmesini sağlar ve bitkinin yeni evine adaptasyonunu kolaylaştırır.
Çelikle çoğaltma yöntemi
Çelikle çoğaltma, altınçanağı çoğaltmanın en popüler ve etkili yollarından biridir. Bu yöntem için en uygun zaman, bitkinin büyüme hızına bağlı olarak değişir. Yeşil (yumuşak) çelikler, ilkbahar sonu veya yaz başında, o yılın taze sürgünlerinden alınır. Yarı odunsu çelikler, yaz ortasından sonbahar başına kadar, sürgünlerin alt kısımlarının hafifçe odunlaşmaya başladığı dönemde alınır. Odunsu çelikler ise, bitki tamamen uykuya geçtiğinde, sonbahar sonundan kış sonuna kadar olan dönemde, tamamen odunlaşmış dallardan hazırlanır. Genellikle yarı odunsu çelikler en yüksek köklenme başarısını gösterir.
Bu konudaki diğer makaleler
Çelik almak için, ana bitkinin sağlıklı, hastalıksız ve güçlü dalları seçilmelidir. Yaklaşık 15-20 cm uzunluğunda bir dal parçası, bir yaprak boğumunun hemen altından keskin ve steril bir budama makasıyla kesilir. Kesimin 45 derecelik bir açıyla yapılması, köklenme yüzeyini artırır. Alınan çeliğin alt kısmındaki yapraklar tamamen temizlenir, üst kısımdaki sadece 2-3 yaprak bırakılır. Eğer üstteki yapraklar çok büyükse, su kaybını azaltmak için bu yaprakların yarısı kesilebilir. Bu işlem, çeliğin enerjisini yaprakları beslemek yerine kök üretmeye odaklamasına yardımcı olur.
Hazırlanan çeliklerin köklenmesini teşvik etmek için alt uçları köklendirme hormonuna batırılabilir. Bu, zorunlu olmasa da köklenme sürecini hızlandırır ve başarı oranını artırır. Daha sonra çelikler, perlit, vermikülit ve torf karışımı gibi iyi drene olan, steril bir köklendirme ortamı ile doldurulmuş saksılara veya viyollere dikilir. Çeliğin yaklaşık üçte biri veya yarısı toprağın altına girecek şekilde yerleştirilir ve etrafındaki toprak hafifçe sıkıştırılır. Ortamın sürekli nemli tutulması kritik öneme sahiptir, ancak aşırı sulamadan kaçınılmalıdır, çünkü bu çeliklerin çürümesine neden olabilir.
Çeliklerin bulunduğu ortamın nemini yüksek tutmak için, saksının üzerine şeffaf bir plastik torba geçirilebilir veya bir mini sera ortamı oluşturulabilir. Bu, yapraklardan su kaybını en aza indirir. Ortamın düzenli olarak havalandırılması, mantar hastalıklarının oluşumunu engellemek için önemlidir. Çelikler, doğrudan güneş ışığı almayan, aydınlık bir yerde tutulmalıdır. Köklenme genellikle 4 ila 8 hafta arasında gerçekleşir. Çeliği hafifçe çektiğinizde bir direnç hissediyorsanız, bu köklerin oluştuğunun bir işaretidir. Köklenen yeni bitkiler, daha büyük saksılara veya korunaklı bir alana alınarak bahçeye dikilecek kadar güçlenmeleri beklenir.
Daldırma ile çoğaltma
Daldırma, özellikle esnek dallara sahip olan altınçanak gibi çalılar için son derece basit ve etkili bir çoğaltma tekniğidir. Bu yöntemin en büyük avantajı, yeni bitkinin köklenene kadar ana bitkiden besin ve su almaya devam etmesi, bu da başarı oranını neredeyse %100’e yaklaştırmasıdır. Daldırma için en uygun zaman, bitkinin aktif olarak büyüdüğü ilkbahar veya yaz başlarıdır. Bu dönemde dallar esnektir ve köklenme süreci daha hızlı gerçekleşir. Yöntem, ana bitkinin yakınında yeni bir bitki elde etmek için idealdir.
İşleme başlamak için, ana bitkinin tabanına yakın, sağlıklı, genç ve kolayca toprağa eğilebilen bir dal seçilir. Dalın toprağa değeceği nokta belirlenir. Bu noktada, dalın alt yüzeyindeki kabuk, keskin bir bıçakla yaklaşık 2-3 cm boyunca hafifçe sıyrılır veya bir yaprak boğumunun hemen altında küçük bir kesik atılır. Bu yaralama işlemi, o bölgede kök hormonlarının birikmesini ve kök oluşumunu teşvik eder. Bu adım zorunlu olmasa da, köklenme sürecini önemli ölçüde hızlandırabilir.
Hazırlanan dal, toprağa doğru eğilir ve yaralanan kısmı, önceden hazırlanmış yaklaşık 10-15 cm derinliğindeki küçük bir hendeğe yerleştirilir. Dalın bu kısmının toprakla tam temas ettiğinden emin olunmalıdır. Dalın yerinde sabit durması ve yukarı fırlamaması için üzerine U şeklinde bir tel çubuk veya bir taş parçası konulabilir. Ardından, dalın üzeri verimli, kompostla zenginleştirilmiş toprakla örtülür ve hafifçe bastırılır. Dalın uç kısmı ise toprağın dışında, yukarı bakacak şekilde bırakılmalıdır. Gerekirse bu ucu dik tutmak için küçük bir çubuğa bağlanabilir.
Daldırılan bölgenin toprağı, tüm büyüme mevsimi boyunca sürekli olarak nemli tutulmalıdır. Köklenme genellikle birkaç aydan bir yıla kadar sürebilir. Köklenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için, dalın topraktan çıktığı noktayı nazikçe kontrol edebilirsiniz. Yeterli kök sistemi oluştuğunda, ki bu genellikle bir sonraki ilkbaharda olur, yeni bitki ana daldan kesilerek ayrılır. Yeni bitki, ya hemen kalıcı yerine dikilebilir ya da bir süre daha saksıda güçlenmesi beklenebilir. Daldırma yöntemi, sabır gerektiren ancak sonucu garantili olan harika bir çoğaltma yoludur.
Tohumdan yetiştirme ve ayırma
Tohumdan altınçanak yetiştirmek, çelik veya daldırma yöntemlerine göre daha az yaygın olan ve daha fazla sabır gerektiren bir süreçtir. Bu yöntem genellikle türlerin ıslahı veya çok sayıda bitki üretmek isteyen profesyoneller tarafından tercih edilir. Tohumlar, çiçekler solduktan sonra oluşan kapsüllerin içinde bulunur. Bu kapsüllerin sonbaharda, tamamen kuruyup kahverengiye döndükten sonra toplanması gerekir. Kapsüller toplandıktan sonra kuru bir yerde bir süre daha bekletilerek tamamen açılmaları ve içindeki küçük, kanatlı tohumların dökülmesi sağlanır.
Altınçanak tohumları, çimlenmek için soğuk katlama (cold stratification) olarak bilinen bir sürece ihtiyaç duyarlar. Bu, tohumların kış koşullarını taklit eden soğuk ve nemli bir ortamda bir süre bekletilmesi anlamına gelir. Bu süreç, tohumun uyku halini kırar ve çimlenmeyi tetikler. Soğuk katlama için tohumlar, nemli torf veya kum ile karıştırılarak bir plastik torbaya konulur ve yaklaşık 2-3 ay boyunca buzdolabında (+1 ila +5°C) saklanır. Bu işlemden sonra tohumlar, ilkbaharda ekime hazır hale gelir.
İlkbaharda, soğuk katlama sürecini tamamlamış tohumlar, steril bir tohum başlangıç torfu ile doldurulmuş viyollere veya saksılara ekilir. Tohumlar toprağın yüzeyine serpilir ve üzerleri çok ince bir tabaka toprak veya vermikülit ile örtülür. Toprağın sürekli nemli kalması sağlanmalı, ancak aşırı sulamadan kaçınılmalıdır. Çimlenme genellikle birkaç hafta içinde, uygun sıcaklık ve nem koşulları sağlandığında başlar. Fideler birkaç gerçek yaprak çıkardıktan sonra, daha büyük saksılara şaşırtılarak (aktarılarak) bireysel olarak büyümeleri sağlanır. Fidelerin bahçeye dikilebilecek boyuta gelmesi genellikle bir veya iki yıl sürer.
Kökten ayırma (division), zamanla yayılarak genişlemiş ve dip kısımlarından yeni sürgünler vermiş yaşlı altınçanak çalılarını çoğaltmak için kullanılabilecek bir başka yöntemdir. Bu işlem için en uygun zaman, bitkinin uykuda olduğu erken ilkbahar veya sonbahardır. Ana bitki, kök topuna zarar vermemeye özen gösterilerek dikkatlice topraktan çıkarılır. Kök yumağı, keskin bir kürek veya testere kullanılarak, her bir parçada yeterli kök ve en az birkaç sağlıklı sürgün kalacak şekilde bölünür. Elde edilen yeni bitkiler, daha önce anlatılan dikim kurallarına uygun olarak hemen yeni yerlerine dikilir ve bolca sulanır.
📷 Flickr / Szerző: Maja Dumat / Licence: CC BY 2.0
